YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 26 Temmuz 2010

Macahel İçin Bir Umut

  • 24.07.2010 Radikal

    Mahkemenin atadığı bilirkişi, UNESCO'nun 'Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Artvin'deki Macahel'e (Camili Vadi) HES kurulmasında 'kamu yararı yok' dedi. Bölgenin korunması için çıkarılması gereken yönetmelik de beş yıldır bekliyor.

    UNESCO’nun ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı’ ilan ettiği Macahel’de Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu bile istemeden hidroelektrik santral izni verildi. İzin mahkemeye takıldı.

    Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Macahel’e (Camili Vadisi) sekiz HES birden kurulmak isteniyor. Bunlardan 5.05 megavatlık Düzenli HES projesi için Rize 1. İdare Mahkemesi nisan ayında yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Kararın ardından bilirkişi raporu da açıklandı.  İçlerinde KTÜ’den mimarlık, mühendislik ve şehir bölge planlanma uzmanlarının da yer aldığı 12 kişilik heyet, özetle şöyle dedi: ‘Projeyle vadideki 11 ufak derenin 10 kilometrelik tünellerle santrallara taşınması planlanıyor. Macahel, ekolojik ve biyolojik açıdan çok değerli bölge. HES projeleri, sürdürülebilir planlama anlaşıyına uygun değil, projelerde kamu yararı yok.’

    Davanın avukatı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu da ilginç bir noktaya dikkat çekti:  “Çevre ve Orman Bakanlığı, Camili’ye UNESCO’nun verdiği ‘Biyosfer Rezerv Alanı’ statüsünü tanıdı. Ancak nasıl korunacağına dair yönetmeliği çıkarmadı. Böyle olunca da Camili’de sekiz HES için izin verilebiliyor. Bilirkişi incelemesi yapılan proje ÇED’den muaf! Yani hem ÇED’den muaf, hem biyosfer rezerv alanında, hem de 11 derenin suyunu toplayan bir proje. Proje ÇED’den muaf olsa bile Çevre Kanunu’nun 1’inci ve 3’üncü maddeleri gereği her tür çevresel riskler dikkate alınmalıydı.”

    ÇED projelerin çevreye etkilerinin daha hassas değerlendirmesi için isteniyor. ÇED onayı çıkmazsa, proje değişiyor veya iptal ediliyor.  Yönetmeliği olmayan Macahel, 2005’te ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı’ ilan edilmişti. Biyosfer rezerv alanı ilanında amaç, bir yandan bu alanın biyolojik zenginliğini ve yerel kültürlerini korurken bölge insanının da ‘sürdürülebilir’ yöntemlerle kalkınmasını sağlamak. Tüm bunları yapabilmek için şeffaf ve katılımcı yönetim modelleri geliştirmek. Biyosfer rezerv alanlarını koruma yöntemleri ülkeden ülkeye değişiyor. Kimi ülkeler yeni yasal düzenlemeler çıkarıyor, kimi ülkeler var olan yasalarına dayanıyor. (dha, Radikal)

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu